11 Ekim 2015 Pazar

Beni Yalanlarımla Sev-Seri Yorumu

         Merhabalaar :) Bu gün bir değişiklik yaparak kitap yorumu değil de seri yorumuyla karşınızdayım.Serimiz "Beni Yalanlarımla Sev" serisi.


Serinin ilk kitabı olan Fırsatçıyı Eylül,Tehlikeli Kızıl ve Hırsızı da Ekim hatta bu hafta bitirdim.Haliyle her şey aklımda ve çok taze.O yüzden hemen serinin genel olarak konusunu yazıp yorumlarıma geçmek istiyorum.Kısaca konusunu anlatacak olursam;
***
Seri tamamen bir aşk üçgenini konu alıyor.İlk kitap Olivia,ikinci kitap Leah ve son kitap da Caleb'ın ağzından anlatılıyor.İlk kitaptan da anlıyorsunuz ki Olivia ve Caleb birbirlerini seviyorlar ama araya başkaları ve kocaman yalanlar giriyor.3 karakter de birbirinden sorunlu.Ne kadar şey söyleyebilirim bilmiyorum spoi vermekten korkuyorum.Gerginim açıkçası.Ama ana konu bir aşk üçgeni.Ve biz bu aşk üçgenini her karakterden dinleyerek güzelce analiz edebiliyoruz.

Fırsatçı;Olivia'nın ağzından anlatılıyor.Serideki en sevdiğim kitap Fırsatçı oldu.Olivia ise en sevdiğim karakterdi.İlk kitapta olaylara Olivia'nın açısından bakıyoruz.Caleb ile tanışmasından tutun ayrılmalarına kadar her şeyi görüyoruz.Nedenlerini de tabii ki.Ben genel olarak Olivia'ya hak verdim.
Fırsatçıya puanım 4/5

Tehlikeli Kızıl;Leah'ın ağzından anlatılıyor ki ben bu kadını cidden hiç sevmedim.Özellikle Olivia yı o kadar sevdikten sonra Leah sinirlerimi çok bozdu.Evet kitap boyunca bazı yerlerde acıdığım oldu.Ama hak etmediğini düşündüğüm bir an bile olmadı.Ne yaşadıysa hak etmiş.
Tehlikeli Kızıla puanım 3/5

 Hırsız;serinin son kitabı ve anlayacağınız gibi Caleb'ın ağzından anlatılıyor.Caleb bana göre ne yapacağını tam olarak bilmeyen bir zavallıydı.Olivia ile olan her olumsuz şeyden sonra kendini başka bir kadının kollarına atması beni çıldırttı ki bunu sadece son kitapta değil,tüm seride yaptı.Neyse ki sonradan aklını başına aldı da Olivia'nın peşini bırakmadı.
Hırsıza puanım 3/5
***
Seriye genel puanım ise:3,3
İlk kitaba haksızlık yapmışım gibi hissediyorum ama verdiğim puanların ortalamasını aldım ve sanırım adil bir şey oldu.

19 Eylül 2015 Cumartesi

Lola ve Komşu Çocuk-Kitap Yorumu

     Kitap:Lola ve Komşu Çocuk
    Yazar:Stephanie Perkins
    Tür:Romantik
    Yayın Evi:Yabancı Yayınları
    Goodreads Puanı:4,02
    Puanım:5/5







   Geçmişinde kalan çocuk, gelecekteki aşkı olabilir mi? Henüz kendini geliştirme aşamasındaki tasarımcı Lola Nolan modaya inanmıyordu... O, kostümlere inanıyordu. Kıyafet ne kadar parıltılı, eğlenceli ve farklı, yani etkileyiciyse o kadar iyiydi. Ve Lola'nın hayatı, özellikle de seksi rockçı erkek arkadaşı varken mükemmele gayet yakındı. Ta ki Bell ikizleri olarak da bilinen Calliope ve Cricket mahalleye tekrar taşınıp Lola'nın derinlere gömdüğünü düşündüğü acı verici geçmişini günyüzüne çıkarana kadar.



"Eğer ben yıldızlarsam,Cricket Bell koskoca galaksiler eder."



    Lola modaya değil de kostümlere inanan sıra dışı bir karakter.Lola 17 yaşında 2 tane babası var ve ebeveynleri onlar.Ayrıca 22 yaşında bir sevgilisi var ve ebeveynleri kesinlikle bu ilişkiyi onaylamıyor.Ama Lola her şeye rağmen mutlu.Ta ki eski komşuları tekrar mahalleye taşınana kadar.Lola Bell kardeşlerden geçmişte yaşanan şeylerden dolayı pek hoşlanmıyor.

"Yani ikinci şanslara inanıyor musun?"Dudağımı ısırıyorum.
"İkinci,üçüncü,dördüncü.Ne gerekiyorsa.Ne kadar zaman gerekiyorsa.Eğer o insan doğruysa."diye ekliyor.
"Eğer o insan Lola'ysa?"
Bu sefer gözlerime bakıyor."Ancak diğer insan Crikcet'sa"

    Lola ve Komşu Çocuk okuduğum en tatlı kitaplardandı.Baskısından bahsetmiyorum hayır.Kitaptan,konusundan,karakterlerinden bahsediyorum.Lola harika bir karakter ve kesinlikle sıra dışı bir karakter.Ayrıca çok cesaretli.Yani söyleyin bana kim her gün farklı bir kostümle dışarı çıkıp gezmeye cesaret edebilir ki?Lola ediyor.Cricket'sa gerçekten sempatik,utangaç ve birazcık saf bir karakter.O kadar soğuk,umursamaz ve çoğumuzun tabiriyle "bad boy" karakterden sonra çok iyi geliyor .Cricket gibi karakterlere bayılmasam da bir yerden sonra özlemişim.Şu kötü çocuklar beni de sıkmaya başladı sanırım.

   Kitabı çok severek okudum ben.Ve gerçekten uzun bir sürede okudum.Bunun nedeni benim kitap okumak istememdi ama okuduğum zamanlarda bırakmak istemedim.Çok sevdiğim bir kitap oldu.Tavsiye ederim.

"İyi bir insan olmak,daha iyi bir insan olmak veya her ne konuda endişeleniyorsan ve çözmeye çalışıyorsan...Bu kimliğini değiştirmemeli.Bu daha çok kendin olman demek"

14 Eylül 2015 Pazartesi

Kaçınılmaz-Kitap Yorumu

   Kitap:Kaçınılmaz
   Yazar:Amy A. Bartol
   Tür:Fantastik
   Yayın Evi:Yabancı Yayınları
   Goodreads Puanı:4,08
   Puanım:3/5








Evie Claremont üniversiteye başladığında, gördüğü kâbusların biteceğini ummuştu. Ama bitmemişlerdi... En garip durumlarda bile mantıklı bir açıklama bulmaya çalışan Evie'nin hayatında, ikinci sınıf öğrencisi Reed Wellington'la tanıştıktan sonra akla mantığa sığmayacak şeyler olmaya başlamıştı. Reed'e karşı hissettiği anlamsız çekim de işleri iyice karıştırıyordu. Çünkü Reed, Evie'ye hayatta başına gelip gelebilecek en korkunç şeymiş gibi davranıyordu. Yine de ne zaman ihtiyacı olsa, hayatını kurtarmak için Reed oradaydı…

Reed'in sakladığı sır neydi? Evie'nin şüpheleri doğru muydu? Peki, rüyalarında gördüğü o karanlık gelecek kaçınılmaz mıydı?




      Merhaba.Kaçınılmazı henüz bitirdim ve yorumunu da sıcağı sıcağına gireyim dedim.İlk olarak konusundan kısacık bahsedeyim.
  
     Evie sürekli kabuslar gören bir kız ve dayısıyla yaşıyor yani en azından üniversiteye başlayana kadar dayısıyla yaşamış.Annesi ölmüş,babasının kim olduğunu da kimse bilmiyor.Evie üniversiteye başladığında bir kaç arkadaş edinmekle beraber Reed ile karşılaşıyor ve Reed ona iğrenç bir şeymiş gibi davranıyor.Ama Evie Reed'i her gördüğünde hatta bırakın görmeyi Reed yakınına gelse dahi karnında kelebekler uçuşuyor.Tabii daha sonra bunun nedenini falan anlıyoruz.Kitapta bir aşk üçgeni var .Russell,Evie ve Reed arasında.

    Okumaya ilk başladığımda seveceğimi düşündüm.Çünkü melek temalı kitapları okumayı hem seviyorum hemde özlemiştim.Kitap gayet güzel gidiyordu da ama bir yerden sonra klişeleşti.Kaçınılmaz hakkında Hush Hush özentisi diyenler var.Ben öyle düşünmüyorum.Sonuçta her melek temalı kitabı Hush Hush serisiyle kıyaslamamalıyız.Ama bir yerde de katılıyorum.Çünkü bu kitap sanki fantastik kitap ve dizilerden yer yer alınıp derlenmiş gibiydi.Özgün bir kitap değildi yani.Yazarın anlatımı güzeldi.Eğer özgün bir kitap olsaydı çok daha fazla severdim ama öyle değildi maalesef.

    Önerir miyim?Bilemiyorum.Çok fazla fantastik kitap okumuyorsanız ya da dizi izlemiyorsanız okuyabilirsiniz ve sevebilirsiniz de.Öbür türlü sizde sıkılabilirsiniz.Çünkü çoğu şey önceden gördüğümüz şeylerdi.En sevdiğim karaktere değinmeden gitmek istemiyorum.Baş karakter olarak Reed tercihimdir ama yan karakterlerden birini,baş karakterlerden daha çok sevdim.Kim mi?Zephyr.Kitapın sonlarına doğru geliyor.Ama yine de en sevdiğim,En çabuk ısındığım karakter o.Belkide güçlü bir kadın görmek hoşuma gitmiştir.Çünkü Evie'nin ağlak halleri cidden içimi baymaya başlamıştı.

   İkinci kitap yorumum bu kadardı.Orada birileri varsa ve bunu okuyorsa,çok teşekkür ederim.



13 Eylül 2015 Pazar

Her Gün-Kitap Yorumu


 Kitap:Her Gün
 Yazar:David Lavitha
 Tür:Genç Yetişkin
 Goodreads Puanı:4
 Yayın Evi:Pegasus Yayınları
 Puanım:5/5








Her gün farklı bedende. Her gün farklı hayatta. Her gün aynı kıza âşık.

Uyandım. Anında kim olduğumu anlamam gerekti. Mesele sadece bedenim de değil… gözlerimi açtığımda kolumun renginin açık mı koyu mu olduğu, saçımın uzun mu kısa mı olduğu, şişman mı zayıf mı olduğum, kız mı erkek mi olduğum, yara bere içinde mi yoksa pürüzsüz mü olduğum… Her sabah farklı bir bedende uyanıyorsanız, vücut en kolay alışılan şey. Kavraması güç olabilen ise bedenin önceden yaşamış olduğu hayat. Her gün başka biriyim. Ben, kendimim; kendim olduğumu biliyorum ama ayrıca başka biriyim de. Hep böyle olageldi.


       
                     

   
     " Bu hayat benimmiş gibi davranmaya çalışıyordum.Bu aile benimmiş gibi davranmaya çalışıyordum.Ancak her şey boş geliyordu çünkü gerçekleri biliyordum."


      Merhaba.İlk kitap yorumumla karşınızdayım ve bunun için harika bir kitap seçtiğimi düşünüyorum.Kitabın konusundan çok kısa bir şekilde bahsedip yorumuma geçmek istiyorum.
   
     A'nın bir ailesi,evi,akrabaları,arkadaşları hatta bir bedeni bile yok.Her sabah başka bir bedende,başka bir yatakta uyanıyor.Ve o gününü uyandığı bedende,o bedenin sahibini zora sokmayacak şekilde geçirip bitirmeye çalışıyor.Ta ki bir gün girdiği bir bedende gününü geçirirken o bedenin kız arkadaşına aşık olana kadar.O günden sonra da her şey değişiyor işte.

   Yorumuma gelirsek;
   Her Gün öyle güzel,öyle anlamlı bir kitap ki...
Kitapta bir sürü güzel cümle ve paragraflar var.Post-it ile işaretlemeden duramadım.


     David Lavithan LGBT,uyuşturucu gibi bir çok konuya değiniyor ama bunların üstünde çok durmamasına rağmen anlayabiliyoruz ne demek istediğini.Çünkü bunları gerçekten güzel ve çarpıcı cümlelerle aktarıyor bizlere.

     Kitapta asıl olay insanların bir çok şeyi  kınaması ve ayrımcılık yapmasıydı bence.Yani kurgunun dışında,anlatılmak istenene bakınca ben bunu anladım.Bir kaç cümle ve diyalogda bu vurgulanıyor zaten.

  "Neden benden böyleyken hoşlanamıyorsun?"
"Çok fazla geliyor. Şu anda fazlasıyla mükemmelsin. Senin gibi biriyle olmayı hayal edemiyorum."
"Ama ona bakma… Bana bak."
"İçini göremiyorum, tamam mı?"

"Deneyimlerime göre arzu arzudur, aşk da aşk. Ben hiç cinsiyete aşık olmadım. Bireylere aşık oldum."

   ''Ancak bir öpücüğün günah olduğunu düşünmüyorum. Günah olan başkalarını kınamaktır.''


    Yorumum bu kadardı.Başta da belirttiğim gibi blog da yaptığım ilk kitap yorumumdu ve fazla kasıntı bir şekilde yazdım ama açılacağım.Zamanla yani.Kapanışı kitaptaki en sevdiğim alıntılardan biriyle yapmak istiyorum.Okuduğunuz için teşekkürler.

   "Koşuyordum.Koşmak için yaratılmıştım.Çünkü koştuğunuzda her hangi bir bedende olabilirsiniz.Kendinizi bir bedene hapsederseniz,bir bedenden ne fazlası ne de eksiği olursunuz.Bedene,bir beden olarak cevap verirsiniz.Kazanmak için yarışıyorsanız,bedenin düşünceleri hariç düşünceniz,bedenin amacı hariç amaçlarınız olmaz.Kendinizi sürat adına parçalarsınız.Bitiş çizginizin ötesine geçebilmek için kendinizi inkar edersiniz."

        



25 Ağustos 2015 Salı

Merhaba Dünya!

     
 
 Merhaba Dünya!
 
Böyle başladım çünkü okuduğum bir kitapta yabancı bloggerların ilk blog yazısına böyle başlayarak kendilerini tanıttıklarını okudum.(Sanırım "Çevrim içi Kız" :D).Çok hoşuma gitti açıkçası.



       




      Şimdi gelelim banaa :D
Ben Aleyna Yılmaz.15 yaşındayım ve lise 2.sınıfa geçtim.Açıkçası kitap okumaya adam akıllı 9.sınıfta başladım ama ondan önce okuduğum bir kaç seri vardı (Hush Hush,Lux vs).Yaklaşık 10 aydır İnstagramda @Saturnsbooks adıyla paylaşımlar yapıyorum.Yani Bookstagram hesabım var :) Sizlerle genel olarak kitaplarla ilgili şeyleri paylaşacağım ama ayrı olarak her ay o ayın favorilerini paylaşacağım.Bu sadece kitap değil,her şeyi kapsayacak.O ay ki favori kitabımdan,favori t-shirtüme kadar.Bilmiyorum orada okuyanlar var mı ama her şeyin başlangıcı böyledir zaten.Yakında paylaşımlara başlayacağım.Beni bekleyiin :)